Sağlıkta şiddeti önleme amacıyla 8.4.2020 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan “Sağlık Hizmetleri Temel Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” 15.04.2020 tarihinde TBMM genel kurulunda görüşülmekte olan 212 sıra sayılı kanun teklifine eklenerek kabul edildi.
3359 sayılı Sağlık Hizmetleri temel kanununun ek 12. maddesinde yapılan ilave düzenleme ile kamu ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı görevleri sebebiyle işlenen; Kasten yaralama, tehdit, hakaret, görevi yaptırmamak için direnme suçlarına karşı verilecek cezaların; yarı oranında arttırılması, şiddet faili hastaya ya da yakınına sağlık hizmetinin bu suçun mağduru olan sağlık personeli dışındaki bir başka sağlık personeli tarafından verilmesine yönelik düzenleme kabul edildi.
Ayrıca, iki yıla kadar hapis cezalarının ertelenebilmesine imkan veren Türk Ceza Yasasının 51. Maddesi, suçun sağlık ve yardımcı sağlık görevlilerine karşı görevleri sebebiyle işlenmiş olması halinde uygulanmayacak, ceza bu sebeple ertelenemeyecektir.
Kanun, sağlık çalışanlarına yönelik cezaları arttırıcı ve caydırıcı içeriği ile önemli bir adım olarak görülmekle birlikte, bazı hususlarda eksik kalan noktalar dikkat çekmektedir:
Alınan tedbirler ve çıkarılan yasalar, sağlıkta şiddetin önlenmesi için gerekli ancak yeterli değildir. Ne yazık ki COVID-19 pandemi mücadelesinde bile hayatlarını hiçe sayarak mücadele eden tüm sağlık çalışanlarına karşı şiddet devam etmektedir. Toplumu şiddete teşvik eden yaklaşımların sağlık bağlamında da önlenmesine yönelik çalışmalara ihtiyaç vardır.
Şiddeti teşvik edici açıklamalar, kutuplaştırıcı söylemler, sağlık sisteminde uygulama ve işleyişe yönelik aksaklıkların doğrudan sağlık çalışanları ile hizmet alıcıları karşı karşıya bırakması üzerinde çalışılması gereken temel sorunlardır.
PERFORMANSA DAYALI HİZMET UYGULAMASI KRİTERLERİ REVİZE EDİLMELİDİR
Sağlık sisteminde performansa dayalı hizmet uygulaması, sağlık çalışanlarının hizmet kalitesinde azalmaya sebep olan bir sistemdir.
Öncelikle sağlık sisteminde basamaklı sağlık hizmeti uygulamasının hayata geçirilmesi elzemdir. Birinci basamak hizmet veren Aile Hekimliği sisteminin revizyonu ile hem koruyucu hekimlik fonksiyonu etkinliğinin artırılması, hem de ikinci ve üçüncü basamak sağlık kurumlarına hasta yönlendirme konusunda etkin ve aktif bir pozisyon kazandırılması gerekmektedir.
Hasta ve hasta yakınlarının birinci basamaktan itibaren güvenli ve etkin hizmet aldığı duygusu, şiddete yönelik davranışlarda önleyici bir faktör olacaktır.
Sadece nicelik üzerine değerlendirme yapan performans sistemi, hizmet kalitesi ve özellikli hizmet kriterini göz ardı etmektedir.
Pandemi öncesi performans sistemi incelendiğinde, hizmet puanı en düşük olan birimler içerisinde ilk sıralarda Enfeksiyon Hastalıkları ve Göğüs Hastalıklarının yer aldığı görülecektir. Oysa. bugün tüm sağlık kurumlarında ve Bilim Kurulu içerisinde bu iki branş uzman ve akademisyenlerinin tüm süreci başarı ile yönettiği izlenmektedir.
Dolayısı ile bir hekimin bilgi ve akademik birikimini sadece poliklinikteki baktığı hasta sayısı ile puanlamak ve değerlendirmek son derece yanlıştır. Bu durum hasta ve yakınları tarafından da kendilerinin gelir getirici müşteri muamelesi görme isteğini ortaya çıkarmakta ve şiddeti tetikleyici faktör olarak önemli bir yer oluşturmaktadır.
SİYASİ OTORİTELER KIŞKIRTICI SÖYLEMLERDEN KAÇINMALIDIR
25.04.2020
Bu haber 4620 kişi tarafından okundu.